DERGİYİ İNCELE
DERGİYİ İNCELE

Afet Sonrası Bina Hasar Tespitinde Yeni Dönem

İnşaat sektörü, sadece üretimle değil, aynı zamanda kriz anlarında doğru tepki verebilme becerisiyle de sınanıyor. Türkiye gibi deprem, sel ve yangın riski taşıyan bir ülkede, afet sonrası yapıların değerlendirilmesi hayati önem taşıyor. Bu nedenle, 22 Haziran 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan “Afetler Sonrası Bina Hasar Tespiti Yapılmasına İlişkin Genel Kurallar Hakkında Yönetmelik”, biz inşaat profesyonelleri için dikkate alınması gereken birçok yenilik ve standart içeriyor.

İnşaat Hesabı Dergisi olarak bu sayımızda, söz konusu yönetmeliği sektörümüzün bakış açısıyla detaylı biçimde inceliyoruz. Yönetmeliğin amacı yalnızca bürokratik bir çerçeve sunmak değil; aynı zamanda, özellikle şantiye mühendisleri, belediye teknik ekipleri, mimarlar ve afet sonrası görev alacak teknik personel için sahada net sorumluluklar ve işlem adımları tanımlamak. Belirsizlikleri azaltmak, itiraz süreçlerini şeffaflaştırmak ve afetzedelerin hızlı çözümlere ulaşmasını sağlamak açısından bu yönetmelik, uygulamada çok şey değiştirecek potansiyele sahip.

Bu yazıda, hasar tespit ekibinin nasıl oluşturulacağı, hangi yapıların kapsama girdiği, hasar dereceleri ve süreç adımları gibi kritik başlıkları teknik detaylarıyla özetliyor; yönetmeliğin sahadaki etkilerini değerlendiriyoruz.

Yönetmelik Neleri İçeriyor, Neleri Kapsamıyor?

AFAD tarafından hazırlanan bu yönetmeliğin temel amacı, bir afet sonrası bina ve bina türü yapıların hasar tespit süreçlerini standardize etmek. Yani, afetzedelerin mağduriyetini en aza indirmek ve hızlı, doğru tespitlerle çözüm üretmek. Bu konuda özellikle 6 Şubat Depremleri sonrası hasar tespiti sürecinde yaşanan belirsizlikler ve tartışmalar, hasar tespiti konusundaki standardizasyonun daha da geliştirilmesini gerektirmiştir.

Peki, neler bu kapsama giriyor? Temelde, insanların yaşamasına, çalışmasına, eğlenmesine veya eşyaların korunmasına yarayan tüm binalar yönetmelik kapsamında değerlendiriliyor. Fakat karayolları, demiryolları, köprüler, barajlar, tüneller, nükleer tesisler, tescilli kültür varlıkları gibi özel yapılar, hatta halı sahalar, havuzlar, seralar gibi yapılar bu yönetmeliğin dışında tutuluyor. Bu durum, her bir özel yapının kendi özel yönetmelik ve standartlarına göre değerlendirilmesi gerekliliğinden kaynaklanıyor.

Hasar Tespit Ekibi ve Hasar Derecelendirmeleri: Kim, Nasıl Değerlendiriyor?

Yönetmeliğin kritik noktalarından biri, hasar tespit ekiplerinin kimlerden oluşacağı ve binaların nasıl derecelendirileceği.

Hasar tespit ekibi, en az iki teknik personelden oluşmak zorunda. Bu ekibin içerisinde en az bir kişinin inşaat mühendisi olması şart koşuluyor. Ayrıca, mimarlar ve inşaat teknikerleri de ekipte yer alabiliyor.

İnşaat mühendisi, mimar ve inşaat teknikeri dışındaki meslek gruplarından oluşturulan teknik ekiplerin düzenlediği raporlar işleme alınmıyor. Bu madde, hasar tespit sürecinin teknik bir bilgi ve yetkinlik gerektirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca, bu ekiplerin yılda en az bir kez eğitim alması da zorunlu kılınmış. Bu da bilgi güncelliği ve uygulama birliği açısından büyük önem taşıyor.

Hasar Dereceleri

Yönetmelik, binaları 10 farklı hasar derecesine göre sınıflandırıyor ve her birine özel bir kod atıyor:

Hasar Derecesi Kodu Hasar Derecesi Adı Açıklama
0 Hasarsız Afet kaynaklı hiçbir hasar gözlenmeyen, afet öncesi kapasitesini koruyan binalar.
2 Az Hasarlı Onarıma ihtiyaç duymayacak veya kolayca onarılabilecek boyutta hasarlar gözlemlenen binalar. Yapı, afet öncesi performansını büyük ölçüde koruyor.
4 Orta Hasarlı Taşıyıcı sistemde güçlendirme gerektirecek hasarı olan, güçlendirme yapılmadan kullanılamayacak binalar. Bu binalar için yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi alınarak güçlendirme yapılması zorunlu.
6 Ağır Hasarlı Güçlendirilmesi mümkün olmayan, can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan, en kısa sürede boşaltılması ve yıkılması gereken binalar.
AYB Acil Yıktırılacak Bir veya daha fazla katta göçme, gözle görülür kalıcı yer değiştirme olan, acilen boşaltılıp yıkılması gereken binalar.
8 Yıkık Taşıyıcı sistemi tamamen çökmüş, bütünlüğünü kaybetmiş binalar.
DD Değerlendirme Dışı Afet öncesi yıkılmış veya önceki afetlerde ağır/orta hasarlı olup güçlendirilmeyen binalar.
GB Girilemeyen Bina Dışarıdan hasar derecesine karar verilemeyen, içeri girilemeyen veya incelemeye izin verilmeyen binalar.
TE Tespit Edilemedi Hasarların sıva/boya gibi tadilatlarla kapatılması nedeniyle hasar derecesi belirlenemeyen binalar.
KD Kapsam Dışı Yönetmeliğin 2. maddesinde belirtilen kapsam dışı yapılar.

 

Burada önemli bir detay var: Hasar derecelendirmesi sadece son afet nedeniyle oluşan hasarlar dikkate alınarak yapılıyor. Binanın ekonomik ömrünü tamamlamış olması, eskimiş olması, projelendirme veya imalat hataları, zemin oturması gibi afet kaynaklı olmayan durumlar değerlendirmeye alınmıyor. Bu, hasar tespitinin afetin doğrudan etkilerini ölçmeye odaklandığını gösteriyor.

Ayrıca, deprem, sel/taşkın ve yangın afetleri için ayrı ayrı eklerde belirtilen yöntemler kullanılarak hasar derecelendirmesi yapılması zorunlu tutuluyor. Bu da her afet türünün farklı hasar mekanizmalarına sahip olmasından kaynaklanıyor.

Hasar tespit çalışmaları üç ana aşamada ilerliyor:

  1. Afet Etkisi Belirleme Çalışmaları

Bu çalışmalar, afetin hemen ardından, gelen talepler üzerine veya resen başlatılır. Amacı, afetin yerleşim biriminde “genel hayata etkili” olup olmadığını belirlemektir. Çalışmalar 15 gün içinde tamamlanmalı ve raporlar ilgili kurumlara iletilmelidir. Bu aşamada hazırlanan raporlar, hak sahipliği çalışmalarına esas teşkil etmediğinden ilan edilmez.

  1. İlk Hasar Tespit Çalışmaları

Afetin genel hayata etkili olduğuna karar verildikten sonra başlar. Bu aşamada afet bölgesindeki tüm binaların tespiti yapılır. Çalışmalar, ilin kapasitesine göre 15 ila 90 gün arasında tamamlanmalıdır. Mekânsal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) verileri kullanılarak adresler belirlenir.

  1. İtiraz Talebi Kabul ve İtiraz Hasar Tespit Çalışmaları

İlk hasar tespit sonuçlarının ilan edilmesinin ardından, afetzedeler belirli süreler içinde itirazda bulunabilirler. Acil yıktırılacak binalar için itiraz süresi 3 gün, diğer binalar için ise 30 gündür. Bu süreler dışında yapılan itirazlar işleme alınmaz. İtirazlar, teknik hususlar (hasar derecesi gibi) veya binanın hiç tespit edilmemesi durumları için kabul edilir. Mülkiyet veya kimlik bilgileri düzeltme talepleri ise hak sahipliği sürecinde değerlendirilir.

İtiraz hasar tespit çalışmaları, resmi talepte bulunulan binalar için gerçekleştirilir. Bu aşamada önemli bir madde, itiraz hasar tespitini yapacak ekibin, ilk tespiti yapan ekipten farklı kişilerden oluşması gerektiğidir. Bu, tarafsız ve objektif bir değerlendirme yapılmasını sağlamak amacıyla getirilmiş kritik bir düzenlemedir.

Sonuçların Bildirilmesi, İlanı ve Yıkım Süreçleri

Hasar tespit çalışmalarının ardından hazırlanan raporlar, isim listeleri ve icmaller, ilgili makamlara sunulur ve afetzedelere duyurulur.

Acil Yıktırılacak, Ağır ve Orta Hasarlı Binalar

Bu binalar için boşaltma ve yıkım olurları alınır ve afetzedelere derhal tebliğ edilir. Binanın maliki yerinde bulunamazsa, bildirim muhtarlıklara yapılır ve mahallede ilan edilerek tebliğ edilmiş sayılır.

  • Acil yıktırılacak binalar: İtiraz süreci tamamlandıktan ve binalar boşaltıldıktan sonra 10 gün içinde yıktırılır.
  • Ağır hasarlı binalar: İtiraz süreci tamamlandıktan ve binalar boşaltıldıktan sonra 1 yıl içinde yıktırılır.
  • Orta hasarlı binalar: Güçlendirme için 1 yıllık süreleri vardır. Bu süre içinde güçlendirilmez ve yapı kullanma izin belgesi alınmazsa yıktırılır.

Hasarsız, Az Hasarlı, Yıkık, Değerlendirme Dışı, Girilemeyen ve Kapsam Dışı Binalar

Bu binalara ilişkin afetzede isim listeleri de valilik veya kaymakamlığa teslim edilir ve muhtarlıklarda ilan edilir. Tüm listeler, ayrıca bilişim ortamında da (internet üzerinden) yayınlanarak duyurulur.

İlan süreleri: Acil yıktırılacak binalar için 3 gün, diğer hasar derecelerindeki binalar için ise ilk ve itiraz hasar tespitleri sonrasında 30 gündür.

Genel Hayata Etkili Olmayan Afetlerdeki Durum ve Sorumluluklar

Eğer afet “genel hayata etkili” kabul edilmezse, ağır hasarlı veya acil yıktırılacak olarak tespit edilen binaların yıkımı, 3194 sayılı İmar Kanunu gereğince ilgili belediye, il özel idaresi veya yatırım izleme koordinasyon başkanlığı tarafından gerçekleştirilir.

Önemli Sorumluluk Detayı

Yönetmelik, hasar tespitinin sadece meydana gelen bir afet nedeniyle oluşan hasarın gözlemsel yöntemlerle tespitiyle sınırlı olduğunu açıkça belirtiyor. Yani, bu tespit bir binanın risk analizi veya gelecekteki bir afete karşı dayanıklılığını ölçen bir çalışma niteliğinde değildir. Ayrıca, yapılan tespit sonrası başka bir afette binanın hasar görmesi veya yıkılmasından dolayı hasar tespit ekibine sorumluluk yüklenemeyeceği de vurgulanıyor. Bu, mühendis ve mimarların üzerindeki olası yargı yükünü netleştiren önemli bir madde.

Diğer Önemli Hususlar

Kamu Binaları: Sadece ilk hasar tespiti yapılır. İtiraz durumunda veya güçlendirme/yıkım işlemlerinde sorumluluk ilgili kamu kurum ve kuruluşlarındadır.

Önceki Afetlerde Hasarlı Binalar: Daha önce ağır hasarlı olup yıkılmayan veya orta hasarlı olup güçlendirilmeyen binalar, tekrar hasar tespiti yapılmaksızın “değerlendirme dışı” sayılır.

Ortak Taşıyıcı Sistem: Aynı taşıyıcı sisteme sahip binalar veya bağımsız bölümler, adresi farklı olsa bile tek bir hasar derecesiyle değerlendirilir. Eğer bir kısmı ağır hasarlıysa, diğer kısımlar da ağır hasarlı kabul edilir.

İnşaat Halindeki Binalar: Çevre için tehlike oluşturan inşaat halindeki binalar “acil yıktırılacak” olarak değerlendirilir. Tehlike oluşturmayan ve kullanılmayan inşaat halindeki binalar için ise İmar Kanunu hükümleri geçerlidir. Ancak fiilen kullanılan inşaat halindeki binalar için hasar tespit raporu düzenlenir.

Teknoloji Kullanımı: Hasar tespit çalışmalarında çatı, baca gibi bölgelerin tespiti için hava araçları (drone vb.) kullanılabileceği belirtiliyor. Bu, teknolojinin süreçlere entegrasyonu açısından önemli bir adım.

Sonuç

Afet sonrası yapılarda hızlı, doğru ve standardize edilmiş hasar tespiti; yalnızca afetzedelerin hakkını korumakla kalmaz, aynı zamanda yeniden inşa sürecinin temelini oluşturur. Bu yönetmelik, gözlemsel tespit yöntemlerini yasal bir çerçeveye oturtarak, süreçlerin daha şeffaf, ölçülebilir ve güvenilir hale gelmesini amaçlıyor.

Özellikle inşaat mühendislerinin bu süreçteki rolü net bir şekilde tanımlanmış durumda. Artık, hasar tespiti gibi kritik bir görev yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda sürekli güncellenen bir yetkinlik gerektiriyor. Bu kapsamda yılda en az bir kez alınması gereken eğitimler, sahada görev alacak mühendislerin donanımını güncel tutmayı hedefliyor.

Yönetmeliğin en önemli katkılarından biri, itiraz süreçlerini objektif kurallarla şekillendirmesi ve her binanın yalnızca mevcut afetin etkileri doğrultusunda değerlendirilmesini şart koşması. Böylece geçmiş yapı kusurlarıyla ilgili tartışmalar, tespit raporlarını gölgelemeden süreç ilerleyebilecek.

İnşaat Hesabı olarak bu yönetmeliğin uygulanabilirliğini ve etkilerini yakından izlemeye ve gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz. Tüm mühendis, mimar ve saha ekiplerinin, bu yeni kurallar çerçevesinde görevlerini bilinçle ve dikkatle yürütmesi, hem mesleki sorumluluk hem de toplum güvenliği açısından kritik önem taşıyor. Bu sayımızda ele aldığımız Deprem Bölgesinde İstihdam ve Sosyal Dönüşüm TSKB Raporu Işığında Kapsamlı Bir Bakış raporu da göstermektedir ki deprem sadece binaları yıkmakla kalmıyor, şehirleri, ticareti, ekonomiyi, üretimi, yani bütün hayatı etkiliyor. Oysaki yıkmayan bir depremde hasar tespiti sadece akademik gözlemlerden ibaret olacaktı.

 

*Yönetmeliğin tam metnine Resmî Gazete’nin 22 Haziran 2025 tarihli sayısından ulaşabilirsiniz.

Diğer Yazılar

spot_img

En Çok Okunanlar