2025 yılı, Türkiye’de ahşap yapı sektörü için bir milat oldu. Yürürlüğe giren Ahşap Bina Yönetmeliği, mühendisler, mimarlar, müteahhitler, ahşap üreticileri ve sektörün diğer ilgili paydaşları için büyük bir dönüşümü ifade ediyor. Şu ana kadar betonarme ve çelik yapılarla anılan yönetmelikler, artık ahşap gibi sürdürülebilir ve esnek bir malzemeyle yapılacak yapıları da arasına kattı. Peki, bu yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Yönetmelik Öncesi Durum: Ahşap Neden Arka Planda Kalmıştı?
Geleneksel inşaat sektöründe ahşap genellikle yardımcı eleman olarak kullanılıyordu. Taşıyıcı sistem olarak ahşap kullanımı ise hem yasal düzenlemelerin eksikliği hem de pazar dinamikleri nedeniyle sınırlıydı. Talep eksikliği yönetmelik hazırlığını geciktirirken, yönetmelik eksikliği de talebin oluşmasını engelliyordu.
Ayrıca betonarme yapılar sektörde alışılagelmiş yapılar olduğu için ve yangın yönetmeliklerine daha kolay adapte olabildikleri için halen yaygın olarak kullanılıyor ve ahşap yapılar ancak belli başlı butik projelerde kullanılabiliyor. Fakat bu durum 2025 itibariyle değişecek gibi görünüyor. Bu yönetmelik zaten uzun zamandır hazırlığı yapılan bir çalışmanın ürünü olarak gündeme gelse de, 6 Şubat 2023 depremleriyle birlikte, ahşap yapıların gerekliliği özellikle ülke gündeminde daha fazla yer almaya başlamıştı.
Yeni Yönetmelik Neler Getiriyor?
Ahşap Bina Yönetmeliği, statik hesaplardan yangın dayanımına, malzeme karakteristik özelliklerinden çevresel standartlara kadar geniş bir çerçeve sunuyor. Hem sadece ahşap yapıların hem de kompozit yapı elemanlarının ve yapı sistemlerinin, kullanım amaçlarına uygun olarak yeterli bir güvenlikle tasarımına ve yapımına ilişkin yöntem, kural ve koşulları içeriyor.
Burada unutulmaması gereken şey, halihazırdaki bütün diğer yapılar için genel geçer dayanım limitlerinin, elbette ahşap yapılar için de geçerliliğini koruduğu bilgisi. Dolayısıyla ahşap yapılar inşa edilirken, TS EN 1990’da verilen kurallara ve sınırlara uyularak, yapının inşası ve kullanımı sırasında meydana gelebilecek muhtemel tüm etkilere karşı dayanım gösterebilecek şekilde tasarlanması gerektiriyor.
Ahşap Bina Yönetmeliğinde, alışılagelmiş yönetmeliklerdeki kategorilere benzer şekilde kategorize edilmiş fakat farklı yönleriyle dikkat çeken kısımlar var.
Nem İçeriği ve Yük Etki Süresi
Mesela ahşap yapı elemanlarında yapı elemanı üzerine gelen doğrusal veya yanal yükün etki süresi ve yapı elemanının nem içeriği, dayanım ve rijitliği doğrudan etkiler. Bu etki düzeyini betonarme yapılarla kıyasladığınızda, nemin ahşap yapı elemanına etkisinin, betonarmeye kıyasla daha daha hızlı olacağını tahmin ediyorsunuzdur.
Nem elbette betonarme yapılarda uzun dönemli kalıcı dayanım düşüklüklerine sebep olabilir. Fakat ahşap yapı elemanlarında özellikle nem, belirgin bir tasarım etkisi olarak referans alınır. Bu nedenle ahşap yapılar tasarlanırken, dayanım ve kullanılabilirlik sınırlarının değerlendirmesinde, yük etki süresi ve nem içeriğine dikkat edilmesi gerekiyor.
Yönetmelik, bu süreler ve etkilerle ilgili detaylı bilgiler veriyor.
Bağıl Nem Oranına Göre Kullanım Sınıfı
Betonarme yapılardan alışık olduğumuz bina kullanım sınıfları gibi, ahşap yapılarda havanın bağıl nem oranına bağlı olarak kullanım sınıfları yönetmelikte açıklanıyor. Dolayısıyla inşa edilecek zeminin özellikleri kadar inşa edilecek bölgedeki havanın özellikleri de taşıyıcı sistem için referans niteliği taşıyor. Yani binanın ömrü ve geleceği, yani istikbali hem köklerde, yani zeminde, hem de göklerde, yani havadadır.
Yönetmelikte bu farklı kullanım sınıfı 3 kısma ayrılıyor.
Kullanım Sınıfı | Nem Sınıflandırması | Ortalama Nem İçeriği |
KS 1 | Az Nem | ≤ %12 |
KS2 | Orta Nem | ≤ %20 |
KS2 | Çok Nem | ≥ %20 |
Malzeme Dayanımları
Yönetmelikte, çeşitli ahşap türleri için kısmi güvenlik katsayıları verilmiştir. Mesela masif ahşap, lamine ahşap, levhalar, delikli ahşaplar gibi,. Fakat burada yine şöyle farklı bir durum vardır:
Klasik betonarme yapılarda taşıyıcı elemanlar ve elemanların özellikleri yönetmeliklerde sınıflandırılmış ve tanımlanmıştır. Mesela betonarme donatısı için gerekli dayanım ve malzeme karakteristikleri veya beton için gerekli özellikler gibi. Konu ahşap yapıya gelince, yönetmelikte yukarıdakiler gibi bahsedilmiş olanların haricinde olan çok sayıda ahşap elemanın da yapılarda kullanılma ihtimali, betonarme yapılardaki farklı malzeme kullanımı ihtimaline göre çok daha fazladır. Bu yüzden “yönetmelikte belirtilmemiş malzemelerin yapılarda kullanımı planlandığında, akredite kuruluşlara deneyler yaptırılarak dayanım ve mekanik özelliklerinin belirlenmesi gerektiği” bildirilmiştir.
Yönetmelikte yaygın kullanılan ahşap malzeme türlerinin her biri için hem nem durumu katsayıları verilmiş, hem de yük etki sınıfları kalıcı, orta süreli ve anlık etki olarak sınıflandırmıştır. Ayrıca ahşap yapılarda kullanılacak ağaç türlerinden isim isim hem Türkçe hem Latince olarak bahsedilmiştir.
Peki Ya Yangın?
Yönetmeliğin en önemli bölümü ise, özellikle 21 Ocak 2025’te Bolu’daki otel yangını ile de gündemde yerini alan yangın meselesidir. Özellikle deprem konusunda betonarme yapılara kıyasla hafif ve güvenli olan ahşap yapılar, konu yangın olduğunda tehlike arz edebilmektedir. Dolayısıyla depremle olan gündem insanları ahşap yapı talebine sürüklemekle birlikte, yangın gündemi de yine ahşap yapıya dair soru işaretlerini beraberinde getirmiştir.
Yönetmelikte 6 numaralı yangın bölümünde, yapıların tasarımı sırasında yangına maruz kalma süresine göre yapılar sınıflandırılmıştır. Özellikle taşıyıcı elemanlar, Yanmamış Bölüm, Isınmış Bölüm ve Kömürleşmiş Tabaka kısımları için verilen sınır değerler göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Burada özellikle ani ve zamana bağlı kömürleşme hızları ile ilgili bilgiler verilmiştir. Dolayısıyla yönetmelik, olası her türlü yangın senaryosunu göz önünde bulundurup, yapısal tasarımı bu esaslara göre yapmayı öngörmektedir.
Sonuç olarak ahşap yapılarda avantajlar nelerdir derseniz;
- Ahşap yapılar hafif olmaları nedeniyle normal koşullarda depreme daha dayanıklıdır.
- Ahşap kiriş, kolon ve plak sistemlerine sistematik analiz zorunluluğu getirilmiştir.
- Ahşap, karbon salınımının %50’sini emerek çevresel etkiyi azaltmaktadır..
- Betonun karbon ayak izi 100 kg CO2/m3 iken, ahşaptan yaklaşık olarak 10 kat daha yüksektir.
- Ahşap binalar betonarme binalara kıyasla %30 daha az enerji tüketir.
Peki Maliyet Açısından Durum Ne?
- Prefabrikasyon sayesinde işgücü maliyetleri azalabilir. Ahşap yapıların artışı, ahşap yapı elemanlarının üretiminde rekabete yol açabilir ve bu durum ekonomik ahşap yapı elemanlarını beraberinde getirebilir.
- Yine prefabrikasyon sayesinde, üretim süreleri hızlanabilir, işçiliğin süreye baz maliyetinden tasarruf sağlanır.